ŞİZOFRENİ

Eski çağlardan beri insanların yaşadığı bilinen, kimi zaman anlamlandırması çok güç, kişinin gerçek dünya ile bağlantısını oldukça bozan, ne yazık ki kronik bir hastalıktır. Gerçeği değerlendirme yetisinin bozulması en temel özelliklerinden biridir. Hastalık belirtilerini kümelemek gerekirse, ‘normal’ yaşantıda mevcut olmayan türden belirtilerin (olmayan sesler duyma, görüntüler görme gibi halüsinasyonlar yaşama, gerçek olmayan ve akılcı bir şekilde açıklanamayan düşüncelere kapılma, anlamsız ve uygunsuz davranışlar, anlaşılamayan, anlam verilemeyen konuşmalar…) var olduğu pozitif belirtiler ya da ‘normalde’ olması beklenen kendine bakma, sosyal ilişkiler kurma, akıcı bir şekilde konuşabilme ve hareket edebilme özelliklerinin bozulduğu negatif belirtiler izlenebilmektedir. Belirtilerin özelliklerine göre farklı şizofreni alt tipleri mevuttur ve bu tiplendirme hastalığın seyri ve tedavisini etkileyebilmektedir. Tanı konulabilmesi için hastalık belirtilerinin en az 6 aydır yaşanıyor olması gerekir.

Kimi zaman belirtiler sinsi bir başlangıç göstermekte, hastamızdan ayrıntılı bir öykü aldığımızda aslında uzun zamandır bir şeylerin yolunda gitmediği anlaşılmaktadır. Kimi zamansa çok gürültülü bir şekilde ortaya çıkmakta ve tedaviye daha hızlı başvurulmaktadır. Günümüzde mevcut antispikotik ilaçlarla ve gerektiğinde farklı türde psikiyatrik ilaçların eklenmesi ile oldukça etkili sonuçlar alınabilmektedir. Bununla birlikte tamamen ortadan kaldırılamayan ve yinelemesi mümkün bir hastalık olup, uzun soluklu ve düzenli takip gerekmektedir. Hastalığın kendisinin yarattığı sorunlar (içe kapanma, hareketsizlik, beslenme bozuklukları vb.) ve tedavide kullanılan ilaçların bazı yan etkileri, şizofreni hastalarında çok yönlü tıbbi değerlendirmelerin yapılmasını gerekli kılmaktadır.